Prens Adaları’nın en huzurlu ve şirin adası olan Burgazada, Çağdaş Türk Edebiyatı’nın önemli isimlerinden Sait Faik Abasıyanık’ın eserlerinde de özel bir yere sahip. Burgazada, Sait Faik Müzesi ile yaz kış her mevsim ziyaretçilerini cezbetmeye devam ediyor. Ayrıca sakin koylarıyla denize girmek isteyenler için mükemmel bir tercih sunuyor.
Ben büyüdükçe, onun da değişmesini izledim. Burgaz, eski Burgaz değil artık. Değişen dünyaya ayak uyduruyor. Hâlâ onu her gören sevdalanıyor ama… Ah siz onu eskiden görmeliydiniz. Havasını solumalıydınız. Bir şey vardı onda, insanı sarıp sarmalayan, huzur veren ve de eşitleyen.
Sait Faik Abasıyanık
Burgazada Halk Plajı
6 Numara Plajı olarak bilinen “Burgazada Halk Plajı”, iskelenin hemen solunda, merkeze sadece 5 dakikalık bir yürüyüş mesafesinde yer alıyor. Bu plaj, merkeze ve marketlere yakınlığıyla öne çıkıyor, bu yüzden özellikle hafta sonları biraz kalabalık olabilir. Giriş ücreti bulunmayan plajda şemsiye ve şezlong kiralama imkanı da mevcut. Eğer adada denize girmeyi planlıyorsanız ve plajın kalabalık olup olmadığını merak ediyorsanız, kısa bir yürüyüşle plajın durumunu kontrol edebilir ve size uygun olup olmadığına karar verebilirsiniz.

Madam Martha Koyu
Adını Rum asıllı bir kadından alan bu koy, Burgazada’da birkaç yıl öncesine kadar sadece ada halkı ve kamp severlerin bildiği, zamanla popülerleşen sakin bir cennettir. Kıyısında herhangi bir tesis bulunmayan bu doğal plaj, denizde yüzmek isteyenler ve huzur arayanlar için ideal bir mekandır. Gün batımında burada vakit geçirmek, gününüze özel bir güzellik katacaktır. Koyda şezlong kiralama imkanı bulunur ve giriş ücreti alınmaz. Dışarıdan yiyecek getirebilirsiniz, ancak çevrenizi temiz bırakmayı unutmayın.
Madam Martha Kimdir?
Bu güzel koya adını veren Madam Martha’nın hikayesi ise oldukça dokunaklıdır:
Rivayetlere göre, 20. yüzyılın başlarında Burgazada’da huzurlu bir yaşam süren Rum asıllı Madam Martha, yardımseverliği, sevgisi ve cömertliğiyle ada halkı, denizciler ve çocuklar tarafından çok sevilen bir kadınmış. Adada sade bir yaşam süren bir adamla evlendikten sonra, yaz kış burada yaşamaya başlamışlar. Gerçek bir doğa aşığı olan Madam Martha, yılın her günü denize çıplak girermiş ve bu koy onun adeta evi gibiymiş; bakımını ve temizliğini bizzat kendisi yaparmış. Topladığı taşlardan kolyeler yaparak çocuklara hediye eder, her akşam rengarenk giysileriyle iskelede eşini karşılarmış.
Ancak, halk tarafından çok sevilen Madam Martha, bir gün hakkında çıkan dedikodulara dayanamayarak “Artık rahat edersiniz” notunu bırakıp intihar eder. Böylece, hem adını hem de hayatını bu güzel koya vermiş olur.